Motosiklet ve Siyaset: İki Tekerin Gücüyle Yeni Bir Ufka Yolculuk

Motosiklet ve Siyaset: İki Tekerin Gücüyle Yeni Bir Ufka Yolculuk

Motosiklet dünyasının büyüsü, sınırları aşan bir evrensellikle kucaklanır. Ne dili, ne dini, ne de siyaseti vardır iki tekerin. Motor tutkunları, rüzgarın kucakladığı yollarda yan yana, omuz omuza keyifle yol alır. Tanışıklığın ötesinde, ortak bir heyecan ve dayanışma hissi yeterlidir, isimler ya da kimlikler pek de önemli değildir.

Türkiye'nin farklı bölgelerinde düzenlenen motosiklet festivalleri, bayramdan sonra yeniden hız kazanıyor. Ramazan boyunca ara verilen etkinlikler, şimdi yeniden gaz açmaya hazır. Motosiklet sevdalıları için gündem her zaman fuarlar, festivaller ve iki tekerle ilgili etkinliklerle doludur. Ancak ülke gündemi bir başka heyecan verici olaya odaklanmış durumda: yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi.

Motosikletle geçen kısa sürede, yüzlerce etkinlikte bir araya gelinen motorcular arasında, siyasetin ağırlığını hissettiren tek bir söz ya da yazıya rastlamak mümkün değil. Çünkü siyaset, hassas bir konu olarak, insanları kolayca ayrıştırabilecek bir potansiyele sahiptir. Bu yüzden motorcular arasında konuşulmayan, ancak bazen düşündüren bir başlıktır.

Ancak bugün bir hayali tartışmaya açmak istiyorum: Meclis otoparkında milletvekillerinin motosiklet kullandığını hayal edebiliyor musunuz? Peki ya bir Cumhurbaşkanının motosiklet tutkusuna sahip olması? Muhalefet liderlerinin, milletvekilleriyle birlikte hafta sonları motor konvoylarıyla pikniklere gidip, önce iki tekerin keyfini çıkarıp sonra memleket meselelerini konuşmaları nasıl olurdu? Cevabı net: “Muhteşem!”

Dünya siyasetinde motosikletle ilişkilendirilen liderlerin azlığı dikkat çeker. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in halkla bağ kurmak için farklı sporlarla ekranlara çıkması gibi, motosiklet tutkunu bir liderin halkın gözünde farklı bir yere sahip olacağı kesin. Efsane lider Ernesto Che Guevara’nın, motosikletiyle halkın dertlerini yakından görüp bir devrim hareketine başlaması da bu etkinin güçlü bir örneğidir.

Eğer bu hayal, Türkiye'de siyasete yansıyabilirse, yepyeni bir sayfa açılmış olacak. Meclis bahçesinde park eden renk renk motorlar, güçlü koruma ekipleriyle eşlik eden konvoylar ve daha fazlası, siyaset sahnesine bir dinamizm katabilir. Bu, halkla daha içten bir bağ kurmak için eşsiz bir fırsat olabilir.

Sonuç olarak, siyaset dünyasının da motosikletin büyüsünden nasibini almasını umut ediyoruz. İki tekerin özgür ruhu, belki bir gün siyasetimize de ilham olur. Yolunuz açık, farlarınız hep aydınlık olsun!